Tuesday, November 3, 2009

evet,,,

durup dinlenmemisim gecen gunlerde yine.

simdi durdum. tom waits actim. sahane elmali-tarcinli-muffinler yaptim. siyah kahveme biraz blackcurrant likoru kattim - oturdum mutfaktaki bar taburesine - kucucuk isiriklarla minik kekimin tadina vardim. kahvemden bir yudum aldim. tom waits 'watch her disappear' dedi. sampanya gulusunden bahsetti.

kafami kaldirdigimda gordugum balkon kapisi - tamamen cam - disariyi izliyorum - asagida trafik akiyor - dumduz - sehrin guneyine dogru. bi'suru isik. tam bir evde olma hissi. bir yandan da her an gidebilecek olma olasiligi. olasiliklarla yasamiyorum ama ben burda.

gulumseyerek yasiyorum. en azindan benim gulumsememin bir fark yarattigini umarak yasiyorum. huznu sakin ve cogu zaman sessiz karsiliyorum. oturuyoruz karsilikli, bazen yer yatagi yapiyorum. ama genelde 'ozgur' takiliyor. birbirimize karismiyoruz. bu 'dunya'da yasamanin bircok farkli tadi oldugunun bilincindeyiz. bilinc de ne demekse?

minik keklerim cok leziz olmus. lesley gece vardiyasinda oldugu icin boyle ona arada surpriz yapmaya calisiyorum. simdi dondugunde onu elma-tarcin-aromali bir 'yuva' karsilicak. mutlu bir yuvamiz var bizim. ikimiz de ayri kosturuyoruz - ayri yoruluyoruz. sonra ayni yuvaya donup - ayri ayri devam ederken arada mutfakta bulusuyoruz.

gecen gun fatih akin'in 'yasamin kiyisinda'sini izledim. etkisinden bir muddet cikamadim. lesley de izliycek. ben de belki bu gece 'germinal' izlerim. gecen sene marx derslerinde andik durduk,,, bir turlu cehaletimden arinamamistim.

ahh,,, gecen sene. bir sene oldu degil mi. kasim'dayiz. kasim ayi. tez yazmam lazim, yazicam, yaziyorum, gidicem, gidiyorum,,,

geldim iste. ve biraktim zaman akiyor.

kickbox sahane gidiyor. hocam baya takdir ediyor durumumu. ilerde 'felsefe yapamazsam' kickbox yaparim artik :)

dersler cok yogun,,, bir o kadar da keyifli.

uyku cok az, ama cok guzel.

ve ben - hep sevgi dolu.

tom bekler. ve her sey sevgiyle baslar.

mutlu minik kekler serefine!

yas.

2 comments:

  1. hic unutmayacagım anlardan biri sanırım,

    gecen sene bu zamanlar,
    aynen bu aralar oldugu gibi istanbulda gök delik, yağmur şakırdıyor,

    güneydeyken Ceren arıyor, ben simit sarayına gidiyorum Yasemin cok fena teziyle ilgili biseyler olmus diyor...

    Koşarak geliyoruz hepimiz, sen daha tez olayının cok basındaydın, gözlerin dolu doluydu, o ismini simdi unuttugum hocanla konusmussun, germişti snei biraz hain köfte...=)

    hem ne kadar yakın, hem de asır geçmiş gibi üstünden...

    =)

    ReplyDelete
  2. peki bu blog neden 'yorum' yapildiginda haber vermio? sansa gordum mesajini bebisim. evet. hic unutulasi zamanlar degildi onlar,,, ama insan unutmadan yasayamaz.

    seviyorum seni :) yagmura selam soyle benden,,, tekrar yagdiginda - yaginca.

    ReplyDelete