Sunday, December 20, 2009

heidegger'i teslim ettim. evet.

simdi nietzsche.

muck.

yas.
guzel bi' pazar sabahi.

ane brun - this voice. arkada.

simdi heidegger. devam. son noktaya dogru - adim adim.

gorusuruz,,,

yas.

Saturday, December 19, 2009

yurume,,, (yine)

"ozgurluk, kisi icin, kendini her an alip goturebilme olanagidir.

kisi, kendini 'mutlak' olarak 'alip goturme' olanagina her an sahip varlik olarak, belirli varolus konumlarini, her 'istediginde' - yani, her gerektiginde - terkedip gitme gucune de sahiptir.

kisi, her an gidebilir.

kisi, her an, terke hazirdir - kendini bile...

kisi, her an, kendini de terkedip gidebilir.

kisi, gidebilir - gidebilendir...

kisi gider."

(O. A.)

gittim sayalim biz beni. temelli.

yoldayim ya da. surekli.

sepsevgiyle,,,

yas.
"ask olsun ask sana derken - affettim ben seni ugrasma" - candan ercetin :) bu eskilerden. yeni albumunu de afiyetle dinliyoruz.

hep yeni hep guzel. her gun yeni - ve her gun guzel.

bu gece bunuel'di yine - ve yaninda da dali. un chien andalou.

sonra da bi' alman yapimi - mostly martha. mutfakta gecen bi' ask hikayesi. guzel - tabii ki.

istanbul'a kar yagmis.

benden selam sayalim beyaz tanecikleri,,,

evet, heidegger kagidi bitmek uzere. nietzsche'ye dogru yol aliyorum.

gun aydi istanbul,,,

bana guzel geceler.

sepsevgiyle,

yas.

Wednesday, December 16, 2009

yurume,,,

"bir yeri, gercekten ve toptan terketmeyen,
yeni bir yola cikamaz. (Tanri Lut'a bosuna dememisti ya, "Geriye bakmayacaksin" diye...)"

(O. A.)

,,, kendini gercekten ve toptan terketmeyen,,, donusemez. gibi.

yas.

Sunday, December 13, 2009

son haberler,,,

http://www.canada.com/technology/Edmonton%20breaks%20weather%20record/2336491/story.html

evet. ve yine de gunes aciyor.

yas.

evimde ilk turk kahvem.

hava sicakligi: -37. hissedilen esicaklik: -47.

acaba sicaklik dogru sozcuk mu bu durumu anlatmak icin? bilemedim :)

evin sicakligi: 23.

icimin sicakligi: gunesli.

arka planda ane brun soyluyor, ben dinliyorum.

kahvem soguyor - gidip tekrar isitiyorum.

suyum her daim yanimda.

az sonra heidegger kagidina donecegim. ve artik bitirecegim. zira sonra nietzsche'ye gecmem gerekiyor. 4aydir yalniz uc tane adam ismi duydunuz benden, ucu de alman, ucu de olu. bi' yerde bi' gariplik var ama neyse :)

hava yine gunesli. vitaminlerimi de aldim. bilahare cikip markete gitmem gerekiyor. sanirim kar pantalonumu giyiciim ilk kez. zira bugunku firtinadan sonra biraz daha yukselmis olabilir kar seviyesi - yani disariya baktigimda gorebildigim tek seyin beyaz bi' perde oldugunu dusunursek sanirim gercekten firtina var. ama tabii bunu asagiya inip yere ayak basmadan anlayamiycam :)

son bi' hafta. sabir. devam. hep devam.

biletlere bakiyorum,,, istanbul gitgide uzaklasiyor, sonraysa gozden kayboluyor.

sepsevgiyle,,,

yas.

Saturday, December 12, 2009

yilin ilk (erken - hatta cok erken - hatta tatil desek?) noel partisinden donus. mutlu insanlarla paylasilan mutlu anlar.

ve disarda -32derecenin guzelligi. evet. gulumsuyorum.

ah,,, oncesinde ise starbucks'ta heidegger sinavina calismaca. arkadaslarla. nane aromali sahane bi' mocha esliginde.

simdiyse ev. bi' film molasi.

sonra uyumaca.

her sey sevgi.

sepsevgiyle,,,

yas.

p.s. iyi ki varsiniz.

Thursday, December 10, 2009

4ayi tamamlamaya yakin ustume coken yalnizlik hissinin yarisini yazmam gereken kagitlara vermek istiyorum. peki geri kalan yarisini ne yapmaliyim diye sordugumda cevap bulamiyorum. aliyorum yalnizligimi yatagimin bas ucuna koyuyorum. telefonun yanina. sonra alarm caliyor. uyaniyorum.

her gun yeniden. yeni bastan. nerden baslasam diyorum ve banyoya gidiyorum. elimi yuzumu yikiyorum. sonra spor. sonra kahvalti.

aslinda boyle rutin guzel. aslinda zaten hep guzel.

gecen hafta duzenli araliklarla girdigim aglama ve sinir krizlerinden sonra toparladim sanirim. vitamin kapsullerim ise yariyor olmali. cidden. inanilmaz.

simdi saat 6. hala ofisteyim. eve dogru yola cikicam. muhtemelen yalniz bi' eve. ve heidegger kagidima devam edicem. sonra kendi ogrencilerimin notlarini duzenlemem gerek. sonra kendime bi' film molasi hediye edicem sanirim.

aralik maasimi ogrendikten sonra yilbasinda dag planim suya dustu. ya da karda kaydi - ve dustu.

hayirlisi tabii - daha yilbasina cok var. oncelikle onumde tamamlamam gereken iki kagit ve bir sinav var.

cok garip - su anda hem parasiz hem yalniz hem uzak hem de stresli hissederken bu notu yazip gulumsuyorum. (ve lutfen lutfen endiselenmeyin diyorum).

cunku ben yine guzel bi' sabaha uyanicam. yine kendi kendime karsi sorumlulugumu yerine getirip yine devam edicem.

annecim ve babacim bana bunu ogretti. tekrar tesekkurler :)

simdi siz bilemediniz bu mutlu bi' not mu mutsuz bi' not mu diye. bu umutlu bi' not.

evet, her sey sevgiyle basladi. devam ediyor.

yas.

Friday, December 4, 2009

neresinin disarisi neresinin icerisi oldugunu bilemedigim zamanlardan birindeyim,,, (ve alinti bizi armaner'e goturuyor).

yeni turku resim dedi.

'karda uzun yuruduk senle,'

demek ne kolay olur burada. zira her yer kar. kapkar.

neresi disarisi? neresi icerisi? disarisi bembeyaz onu biliyorum. o kadar.

simdi bunuel.

yas.

her-zamanki-gulumseme.

ofiste.

kapida.

kant'tan once - kulagimda ani difranco.

onumde bi' bunuel, bi' allen (woody) - kucagimda bi' beckett.

entel yalnizlik bu olsa gerek. hah. nasil yalan. yalniz falan degilim. zira icersi cok kalabalik.

yas.
miles davis - autumn leaves.

sonbahar yapraklari. ya da sonbahar ayriliyor. hatta ayrildi bile. kis geldi coktan. ve ben bir cuma aksami eve geldim. balkon kapisinin onundeki masaya oturdum. kafami kaldirdigimda camdan kendi yansimami goruyorum - gulumsuyorum. iki kisiyiz gibi. ama bi' kadeh sarabimiz var. disarsi bembeyaz. beyaz bi' gece hatta belki de. hayir - gece siyah - ama hava beyaz.

bu gece kant okuyup kagidin bi' kismini yazmayi planliyorum.

dun aksam 'me and you and everyone we know' izledim. evet. dedim bi' kere daha. evet. devam.

sepsevgiyle,,,

yas.

Thursday, December 3, 2009

yasar kurt - anne dedi.

on sene oncesine dondum. napiyorduysam on sene once.

'kapat televizyonu anne, seni de kandiriyorlar.'

bizim televizyonumuz yok gibi. bi' tane bisiy var. dvd player'a bagli. onun disinda bi' islevi yok sanki. goruntu yalnizca. kutu.

hayat guzel.

televizyonsuz daha guzel. tele-vizyon. vizyon yani - tele bi' de. oysa insanin kendi vizyonu olsa. degil mi? goruntu - gorungu.

susamiyorum. filme de baslamadim henuz. bunuel izledik bugun yine. etkileyici. boyle iste.

yas.




"ve ayrildik. ne varsa sildik her seyi. o kadar ozgur - bir o kadar yalniz kaldik. basaririz zannettik - basardikca yarim kaldik. ne uzulur ne sevinir - yazik oyalanir olduk."

diyor candan ercetin.

oyalama artik. bir de.

bir film gecesi donusu. kahvem hazir tabii ki - zira lesley'le kahve yaptigimizda maximum seviyede yapiyoruz ki digeri geldiginde onun icin de kahve olsun. boyle de tatliyiz. tatli demisken - geldim ve kendimi cikolata parcacikli kurabiyelere verdim. kahveyle guzel gidiyor zira. sonra oyle bakinirken etrafa - baktim candan ercetin'den oyalama artik demis ipek. hemen dinlemeye basladim. sonra aklima tez donemi geldi. epru'yla salonda oturusumuz - benim saatte bir birkac defa arka arkaya olmasi suretiyle - oyalama artik - molasi vermem. sekizyuz kahve besyuz cay binbes yuz neyse,,,

sonra bugun 3aralikmis. bisuru sey olmus bitmis gecen sene bu zamanlar. gecen sene bu zamanlar gecmis gitmis. peki bize ne kalmis? iyilik guzellik - biraz hayat - biraz olum. biraz devam biraz oyalanmaca. biraz artik.

artiklardan bir yasam yaratmak - neyin artigi - neyin artisi? arti ve eksi diye diye sifiri bulamaz olduk.

oysa ben simdi sifirin altinda onbir dereceyim. o derecedeyim. o derecede eve mutlu mesut kulagimda tango melodileri yurudum. sokagin kosesindeki kafenin yanindan gecerken icerde arkadaslarimi gordum, kapidan iceri girdim selam verdim - hatta birlikte ders calismak uzere sozlestim. yarin sabah saat 9da ayni kafeye donecegim. yani 12saat bile gecmemis olacak. zira ogrencilerimle 'final calisma seans'imiz var. kolektiviteyi ogrenecekleri - ogrendikleri - an geldi sanirim. onsekiz yasinda kisiliklerine ve kisiselliklerine bagimli - ama bir o kadar sosyal(lesmeye merakli) insanlar olarak - hep beraber ders calisacaklar. guzel cunku herkes birbirine anlatacak konulari - herkes hem kendine hem de karsisindakine guvenecek. guven ogrenilen bir sey zira degil mi. oyle herkes gidip sak diye guvenmemeli birbirine. annem bana bunu ogretmeye calisti hep. bilmem ki oyle mi oluyor? cevabim yok henuz benim. tek bildigim kendime guvenmek zorunda oldugum.

cunku hep kendimleyim. kendi kendimeyim. olsam olsam kendim olabilirim. oysa kedim olsa ne kadar farkli olurdu.

bu kelime oyunlarindan da vazgececek gibi durmuyorum.

boyle de guzel bir gece. simdi bir film izleyip uyumaca.

sonra yine gunes yine guzel. yine mi cicek yine mi dunya. gunaydin. gun hep aydin.

sepsevgiyle,,,

zira her sey sevgiyle basladi.

yas.